YURTDIŞINDA ÜNİVERSİTEDE BAŞARILI OLMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİR?

Türk öğrenciler yurtdışında özellikle mühendislik dallarındaki eğitimleri esnasında zorluklar yaşamakta, bu zorluklar Avrupa kıtasındaki üniversitelerde çok daha fazla kendini göstermekte, öğrencilerin bir kısmı ilk yıllarda ülkelerine geri dönmektedir. Bu oranın bazı ülkelerde yüksek oranlara çıktığı bilinmektedir. Nedir bunun nedeni?

Avrupa’da tıp, hukuk ve mühendislik dallarında güçlü eğitim veren üniversitelerde, hele hele bu üniversitelerde okutulan dilin Almanca, Fransızca, İtalyanca veya Felemenkçe olduğu düşünülürse, özellikle Türkiye’de İngilizce eğitim almış öğrencilerin söz konusu üniversitelerde eğitimde zorlanmaları aşikardır. Bunun aşılması için tabiki en önce yapılması gereken, eğitim dilini tam olarak öğrenmeden böyle bir üniversiteye başlamamak olacaktır. Aksi takdirde, yapılan çalışmalar ve masrafların boşa gitme ihtimali hiç de azımsanmayacak boyuttadır.

Almanya’da iyi bir üniversitede öğretim görevlisi olan bir Türk profesör ile yapmış olduğum görüşmede, öğrencileri başarısızlığa iten bir başka noktanın, Türk öğrencilerin Türkiye’de alıştıkları çalışma düzeni olduğunun altını çizmektedir. Kendi üniversitesinde kayıtlı Türk öğrencilerin çok azının derslere girerek konuları takip ettiğini söyleyen profesör, bunun Almanya’da ders geçmek için kesinlikle yeterli olmadığını ifade ediyor. İmtahanlara son dakika çalışarak, hatta ders notlarını başkasından fotokopi çekerek konuların anlaşılamayacağını, Türkiye’de bu sistemle derslerin takip edilmesine rağmen, Almanya’da bunun asla kabul edilemeyeceğini çok net olarak belirtiyor. Almanya’da günü gününe derse katılarak konu takibinin yapılması, ödevlerin zamanında teslim edilmesi, ve yapılan derslerin üzerinden geçilmesinin başarı için şart olduğunu söyleyen profesör, Türk öğrencilerden bir kısmının bu prensiplere sahip olmadığını, ve maalesef, daha birinci yılın sonunda okulu terk etmek zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Profesör, yıl sonu imtihanlarına, o güne kadar hiç görmediği Türk öğrencilerin katılım göstermesine büyük şaşkınlık içerisinde şahit olduğunu belirtiyor.

Yurtdışında üniversite eğitimine giden öğrenciler, nereye giderlerse gitsinler, mutlaka eski çalışma prensiplerinden uzaklaşarak, artık tamamen kendi ayakları üzerinde durmaları gereken bir ortam içinde olduklarını ve sorumluluklarının da buna paralel çok arttığını bilmeleri gerekiyor. Üniversite eğitimi ile lise eğitimini birbirine karıştıran öğrenciler, hele hele bir de yurtdışında iseler büyük hatalar yapabiliyorlar. Velilerin bu sorumlulukları çocuklarına lise yıllarında vermeleri işin en ideali tabiki.

Scroll to Top