Her sene okul dönemi başladığında, çocuklarını yurtdışında okutmayı planlayan lise öğrencilerinin velileri için stresli günler başlar. Özellikle yurtdışı için kesin bir planı olmayan veliler için onlara yol gösterecek, onları belirsizlikten kurtaracak bir bilene ihtiyaç duyulur. Gerçekten de bu “bilen” aranılan kişi midir? Bu kişi velileri bu belirsizlikten kurtarabilir mi? Elde edilen sonuçlar hiç de göründüğü gibi olmadığını gösteriyor.
Yurtdışında üniversite okumak ile alakalı danışmanlık veren şirketler ülkemizde çok hızlı artış göstermektedir. Bundan birkaç yıl öncesine göre bugün neredeyse sayılarını ikiye katlayan bu şirketler içerisinde danışmanlık paketi satanlar bile var. Oysa bir öğrencinin yurtdışında üniversiteler için yapacağı başvurular, bir diğerine benzerlik gösterebilir mi?
Bir öğrencinin yurtdışında başvuracağı dal, mezun olduğu diploma, bildiği yabancı dil, elinde bulundurduğu sertifikalar, bir diğer öğrenci ile ne kadar birbirleriyle aynı olabilir. Tabi ki olamaz. İşte bu nedenle de her öğrenci için ayrı bir hazırlık çalışması yapılması gerekir. Sizce bir danışmanlık firması danışmanlık verdiği öğrencilerinin her biri için bu detaylar ile ne kadar ilgilenebilir? Bir danışmanlık firması bir öğrenciyi velisi kadar yakından tanıyabilir ve onun beklentilerine tam manasıyla cevap verebilir mi? Görüştüğümüz onlarca veli, bu konulardan dolayı danışmanlık firmalarında şikayetçi. Birçoğu ödediği yüklü ücretler karşısında hiçbir üniversiteden kabul alamamaktan yakınıyorlar. Bunun nedeninin danışmanlık firmalarından büyük beklentiler içine girilmesidir diye düşünüyorum.
Danışmanlık firmaları para kazanmak için bazı stratejiler izliyorlar. Öncelikle başta ABD olmak üzere İngiltere ve Hollanda üzerine daha fazla yoğunlaşıyorlar. Bunun nedeni tabi ki bu ülkelerdeki üniversitelerin ücretli olması ve bu üniversitelere niyetlenen velilerin de belli bir ücreti gözden çıkarması. Diğer bir anlatımla, daha varlıklı ailelerin bu ülkelerde çocuklarına üniversite okutmak istemesi. Böylelikle danışmanlık firmaları da kendi yüklü danışmanlık maliyetlerine katlanacak olan aileleri böylelikle daha rahat bulabiliyorlar. Bu okullardan 100% burslu kabul alan azınlıkta olan öğrenciler de buunuyor. Danışmanlık firmaları genelde bu tür öğrencileri de reklam malzemesi olarak kullanıyorlar. Dikkat ederseniz Almanya veya İsviçre gibi eğitimi ücretsiz olan ülkelere danışmanlık veren firmaları piyasada çok daha az bulursunuz.
Danışmanlık firmaları, son zamanlarda genelde kendi sunabilecekleri eğitimlere de ilgi çekebilmek amacıyla, tüm dünyada en iyi diploma programı olarak kabul edilen IB (International Baccalaureate) programına defans göstermektedirler. IB Programından ziyade sanki rakibiymiş gibi bir imtihan dizisi olan AP (Advanced Placement) ve SAT’yi ön plana çıkaran bu şirketler, böylelikle bu imtihanlara öğrencileri hazırlayabilmek için kurslar organize etmekte ve bunun karşılığında da ücret talep etmektedirler. Oysa IB’nin, lisenin son iki yılında okullar tarafından uygulanan bir diploma eğitim programı olması sebebiyle danışmanlık firmalarının bu program için öğrencilere sunabilecekleri bir hizmet bulunmamaktadır. Bu nedenle danışmanlık firmaları için IB Diploma Programı bir gelir kapısı olamamaktadır. Oysa, IB diplomasına sahip bir birey, dünyanın hemen hemen her ülkesinde üniversiteye kabul edilme imkanına sahiptir. IB sunduğu bu imkân ile dünyada eşsizdir. AP ve SAT için aynı şeyi söylemek kesinlikle mümkün değildir.
Danışmanlık firmalarının sunduğu hizmetler ve sağladıkları imkanlar başlarda aileleri çok cezbetse de zaman içerisinde bunun aslında koca bir balon olduğu anlaşılmaktadır. Bireye özgü, kişiye özel bir hazırlık içine giren danışmanlık firması bulmak hemen hemen imkânsız gibidir. Danışmanlık hizmeti sadece form doldurmak ve CV yazmak değildir. Bu nedenle ailelerin bir danışman firma talebi var ise, bunun daha çok bir yol gösterici olarak tespit edilmesi daha doğru olacaktır. Herşeyin danışmanlık firmalarına bırakılması, çok büyük hayal kırıklığı getirebilir ve bunu öğrendiğinizde de iş işten geçmiş olabilir.